0232 445 78 25 0232 445 78 25 info@altiparmakhukuk.org

Halkın Katılımı Toplantısı Nedir?

Hazırlayanlar:

Stj. Av. İpek Sezgin- Stj. Av. Ceren Naz Büyükgebiz

Halkın Katılımı Toplantısı Nedir?

“Halkın Katılımı Toplantısı” çevresel etki değerlendirme sürecinde yerine getirilmesi gereken bir aşamayı ifade etmektedir. Toplantıda, proje sahibi ile halk, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının ev sahipliğinde ve koordinasyonunda bir araya gelmektedir. Bu toplantının amacı, halkı uygulanmak istenen bir proje hakkında bilgilendirmek ve halkın projeye ilişkin görüş ve önerilerini almaktır.

Halkın Katılımı Toplantısının Temelini Hangi Hak Oluşturur?

Halkın katılımı toplantısının temelinde katılım hakkı yatar. Katılım hakkı, insanların yaşamlarını etkileyen toplumsal, siyasal, ekonomik ve çevresel gelişmelere dair söz sahibi olmalarını ifade eden temel bir insan hakkıdır. Bu yönüyle de kamu kurumları ve yurttaş ilişkilerinde belli bir güç ve yetki paylaşımını gerekli kılar.

Katılım hakları anayasal güvence altındadırlar. Seçme ve seçilme hakkı, örgütlenme özgürlüğü, düşünce ve ifade hürriyeti, dilekçe, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakları, katılım haklarına dair bu güvencelerden bazılarıdır. Bu bağlamda halkın katılımı toplantısı, bilgiye erişim ve daha çok karar alma sürecine katılıma ilişkin ilgililere aktif yükümlülükler yüklemektedir.

ÇED Nedir?

‘Çevresel Etki Değerlendirme’ kelimelerinin baş harflerinden oluşan ÇED süreci, gerçekleştirilmesi planlanan projelerin çevreye olabilecek olumlu ve olumsuz etkilerinin belirlendiği, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin, seçilen yer ile teknoloji alternatiflerinin değerlendirildiği, projelerin uygulama aşamasında izlenmesine ve kontrolüne dair çalışmaların yer aldığı bir süreç olarak tanımlanabilir.

Hangi Projeler ÇED Kapsamındadır?

Yalnızca Çevresel Etki Değerlendirme Yönetmeliği’nin Ek-1 ve Ek-2 listelerinde yer alan projeler ÇED kapsamındadır. Ek-1 listesindeki eşik değerleri taşıyan tüm projeler ÇED sürecine girmek zorundayken, Ek-2 listesinde yer alan projelerden sadece Bakanlıkça “ÇED Gereklidir” kararı verilen projeler ÇED sürecine dahil olur.

ÇED Süreci Nasıl İşler?

ÇED sürecinin genel çerçevesi şöyledir:

  • Çevresel Etki Değerlendirme Sürecine tabi bir projeye ilişkin başvuru dosyası, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na sunulur
  • Bakanlık, projeyle ilgili ÇED sürecinin başladığına, başvurunun halkın görüşüne açıldığına ve süreç tamamlanana kadar projeye ilişkin görüş ve önerilerin, projenin yapılacağı il Valiliğine veya Bakanlığa gönderilebileceğine ilişkin bir duyuru yapar.
  • Bu ilk ilan sürecinin ardından, Bakanlık tarafından belirlenen bir tarihte halkı ve proje sahibini bir araya getirmek amacıyla, projeden en çok etkilenecek yer halkının ulaşabileceği bir yerde halkın katılımı toplantısı yapılacağına dair ikinci bir duyuru yapılır. 
  • Projenin başladığını ilk duyuru ile birlikte öğrenen halk, halkın katılımı toplantısının yerini, tarihini ve zamanını yapılan bu ikinci duyuru ile öğrenir.
  • Duyurular internet üzerinden, anonsla ve askıda ilan yollarıyla yapılır.
  • Halkın katılımı toplantısının yeri ve zamanı, toplantı tarihinden en az 10 gün öncesinden, yerel ve ulusal çapta yayım yapan gazeteler aracılığı ile duyurulur.

Halkın Katılım Toplantısı Yalnızca Ulusal Mevzuatta Mı Yer Alır?

Halkın katılım toplantısının temel dayanağı olan katılım hakkına uluslararası sözleşmelerde de değinilmiştir. Bunlardan en önemlisi Aarhus Sözleşmesi’dir.

Aarhus Sözleşmesi, adını imzalandığı yer olan Danimarka’daki bir şehirden alan, 22 Madde ve 2 Ekten oluşan uluslararası bir sözleşmedir. Bu sözleşme, herkesin çevresel bilgiye ulaşmasında, karar alma aşamasına katılmasında ve bahsi geçen kararların uygulamasında rol almasına yönelik aktif ve katılımcı bir çevre hukuku anlayışını benimsemektedir.

Türkiye, Aarhus Sözleşmesi müzakerelerinde bulunmuş olsa da bu anlaşmanın tarafı değildir. Bu nedenle Aarhus Sözleşmesi Türkiye için bağlayıcı değildir. Bununla birlikte Anayasa Mahkemesi, kararlarında Aarhus Sözleşmesi’ne, çevre hakkına ilişkin uluslararası hukuk metni olması sebebiyle, gerek ölçü norm gerekse bir yorum kaynağı olarak yer vermektedir (Bkz. Mehmet Kurt Başvurusu  2013/2552, Karar T. 25/2/2016)

Halkın Katılımı Toplantısının İptali Ne Anlama Gelmektedir?

Halkın, halkın katılımı toplantısına gitmemesi ya da toplantıyı ve bilgilendirmeyi istemediklerini beyan etmeleri, protesto etmeleri ÇED sürecini durdurmaz. Böyle bir durumda toplantı oturumu açılır, tutanağa halkın proje hakkında bilgilenmek istemediği veya halkın toplantıyı protesto ettiği notu düşülür. Böyle bir durumda toplantı yapılmış kabul edilir ve ÇED süreci devam eder.

ÇED Sürecinin Sona Ermesi ve Dava Açma Süresi Nedir?

Halkın Katılımı Toplantısı sürecinin sona ermesinin ardından, ÇED Raporu Bakanlığa sunulur. Bakanlık İnceleme Değerlendirme Komisyonu’nun düzenlediği toplantının ardından nihai ÇED Olumlu ya da ÇED Olumsuz kararı verilir. Bu kararın internet üzerinden, anonsla ve askıda ilan yollarıyla duyurulduğu tarihten itibaren karara karşı iptal davası açma süresi 30 gündür.

Halkın Katılımı Toplantısı konusunda hazırladığımız videoyu izlemek isterseniz: https://youtu.be/kJfITP5qLTc

TÜM HAKLARI SAKLIDIR 2019 ©
Powered by