0232 445 78 25 0232 445 78 25 info@altiparmakhukuk.org

Minderoo-Monaco Plastik ve İnsan Sağlığı Komisyonu Raporu Çevirisi

21 Mart 2023’te “Annals of Global Health” dergisinde yayımlanan “Minderoo-Monaco  Plastik ve İnsan Sağlığı Komisyonu” başlıklı özgün araştırmanın özet ve tavsiyeler bölümlerini Türkçeye çevirdik ve sizlerle paylaşıyoruz.

Minderoo Vakfı, çocukluk çağı kanserini ortadan kaldırmak, erken yaşta çocukların eğitimini geliştirmek, plastik kirliliği, küresel ısınma gibi konularda hesap verebilirliği ve sorumluluğu teşvik etme amaçları bulunan Avusturalya merkezli bir sivil toplum kuruluşudur. Minderoo-Monaco Plastik ve İnsan Sağlığı Komisyonu da bu vakfın bünyesinde plastik atıklara ilişkin araştırmalar yapmak üzere kurulmuş bir komisyondur.

Çevirimizin bu konuda yürütülecek tartışmalara katkı sağlamasını umuyoruz.

Raporun orijinal metnine buradan ulaşabilirsiniz:

https://annalsofglobalhealth.org/articles/10.5334/aogh.4056/

Altıparmak Hukuk Bürosu

Çeviren: Stj. Av. Mesut Bilicitürk

 

Minderoo-Monaco

Plastik ve İnsan Sağlığı Komisyonu Raporu

Arka plan:

Plastikler insanlığa büyük faydalar sağlamış ve tıp, elektronik, havacılık, inşaat, gıda ambalajı ve spor gibi çok çeşitli alanlarda modern uygarlığın en önemli ilerlemelerinden bazılarını mümkün kılmıştır. Öte yandan plastiklerin insan sağlığına, ekonomiye ve dünyanın çevresine önemli zararlar verdiği de artık açıktır. Bu zararlar, plastik yaşam döngüsünün ana hammaddeleri olan kömür, petrol ve gazın çıkarılmasından nihai olarak çevreye atılmasına kadar her aşamada ortaya çıkmaktadır. Bu zararların kapsamı sistematik olarak değerlendirilmemiş, büyüklükleri tam olarak ölçülmemiş ve ekonomik maliyetleri kapsamlı bir şekilde sayılmamıştır.

Amaçlar:

Minderoo-Monaco Plastikler ve İnsan Sağlığı Komisyonunun amaçları, plastiklerin yaşam döngüsü boyunca insan sağlığı üzerindeki etkilerini kapsamlı bir şekilde incelemektir: (1) insan sağlığı ve refahı; (2) küresel çevre özellikle okyanuslar; (3) ekonomi ve kırılgan gruplar – yoksullar, azınlıklar ve dünya çocukları. Komisyon bu incelemeye dayanarak, Küresel Plastik Anlaşması’nın geliştirilmesini desteklemek, insan sağlığını korumak ve hayat kurtarmak için bilime dayalı tavsiyelerde bulunmaktadır.

Raporun Yapısı:

Bu komisyon raporu yedi bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünün ardından 2. bölümde plastik üretimi, kullanımı ve bertarafı ile ilgili süreçler ele alınmakta ve bu aşamaların her birinin insan sağlığına ve çevreye yönelik tehlikelerine dikkat çekmektedir. 3. bölümde plastiğin okyanuslar üzerindeki etkilerini açıklanmakta ve buralarda bulunan plastiğin deniz ürünleri ağlarına takılarak insanların maruz kalma potansiyeline dikkat çekilmektedir. 4. bölümde plastiklerin insan sağlığı üzerindeki etkileri detaylandırılmaktadır. 5. bölüm, plastiklerin sağlıkla bağlantılı ekonomik maliyetlerinin birinci dereceden bir tahminini sunmaktadır. 6. Bölüm plastik, sosyal eşitsizlik ve çevresel adaletsizlik arasındaki ilişkiyi incelemektedir. 7. Bölümde Komisyonun bulguları ve tavsiyeleri sunulmaktadır.

Plastikler:

Plastikler karmaşık, yüksek derecede heterojen, sentetik kimyasal maddelerdir. Plastiklerin yüzde 98’inden fazlası fosil karbon-kömür, petrol ve gazdan üretilmektedir. Plastikler, karbon bazlı bir polimer omurgasından ve renk, esneklik, kararlılık, su geçirmezlik, alev geciktirme ve ultraviyole direnci gibi belirli özellikleri iletmek için polimerlere dahil edilen binlerce ek kimyasaldan oluşur. Bu eklenen kimyasalların çoğu oldukça zehirlidir. Bunlar ayrıca karsinojenler, nörotoksik maddeler ve ftalatlar, bisfenoller, per- ve poli-floroalkil maddeler (PFAS), bromlu alev geciktiriciler ve organofosfat alev geciktiriciler gibi endokrin bozucuları içerir. Bunlar plastiğin ayrılmaz bileşenleridir ve plastiğin insan sağlığına ve çevreye verdiği zararların birçoğundan sorumludurlar.

Küresel plastik üretimi, 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana neredeyse katlanarak arttı ve bu süreçte 8.300 megatondan (Mt) fazla plastik üretildi. Yıllık üretim hacmi 1950’de 2 Mt’un altındayken 2019 yılında 230 kat artarak 460 Mt’na ulaştı ve 2060’a kadar bu miktarın üç katına çıkması bekleniyor. Şimdiye kadar yapılmış tüm plastiğin yarısından fazlası 2002'den sonra üretildi. Tek kullanımlık plastikler, mevcut plastik üretiminin yüzde 35-40'ını oluşturuyor ve plastik üretiminin en hızlı büyüyen bölümünü temsil ediyor.

Son zamanlarda plastik üretimindeki patlayıcı büyüme, kömür, petrol ve gaz üreten ve aynı zamanda plastik de üreten entegre çok uluslu fosil-karbon şirketlerinin bu konudaki kasıtlı olarak yaptıkları bir değişimi ortaya koymaktadır. Bu şirketler bir yandan fosil yakıt üretimini azaltırken diğer yandan plastik üretimini arttırmaktadır. Bu değişimden sorumlu iki temel faktör, 'yeşil' enerjideki artış nedeniyle karbon bazlı yakıtlara yönelik küresel talebin azalması ve hidrolik kırılma nedeniyle petrol ve gaz üretiminin büyük ölçüde artmasıdır. 

Plastik üretimi yoğun bir enerji kullanımı gerektirmekte ve iklim değişikliğine önemli ölçüde katkıda bulunmaktadır. Günümüzde plastik üretimi, küresel sera gazı emisyonlarının tahminen %3,7'sinden sorumludur ki bu oran Brezilya'nın sera gazı emisyonlarına katkısından daha fazladır. Mevcut gidişatın kontrolsüz devam etmesi halinde bu oranın 2060 yılına kadar %4,5'e yükseleceği tahmin edilmektedir.

Plastik Yaşam Döngüsü:

Plastik yaşam döngüsünün üretim, kullanım ve bertaraf olmak üzere üç aşaması vardır. Üretimde Karbon hammaddeler -kömür, gaz ve petrol- yüksek enerji gerektiren katalitik süreçlerle çeşitli ürünlere dönüştürülür. Plastik kullanımı modern yaşamın her alanında görülmekte ve insanların plastikte bulunan kimyasallara yaygın bir şekilde maruz kalmasına neden olmaktadır. Tek kullanımlık plastikler mevcut kullanımın en büyük bölümünü oluşturmakta, bunu sentetik elyaflar ve inşaat takip etmektedir.

Plastik bertarafı son oldukça verimsiz olup, geri kazanım ve geri dönüşüm oranları küresel olarak 'un altındadır. Sonuç olarak, her yıl tahminen 22 Mt plastik atık çevreye karışmakta, bunların çoğu tek kullanımlık plastik olup 1950'den bu yana biriken 6 gigatondan fazla plastik atığa eklenmektedir. Plastik atıkların bertaraf edilmesine yönelik stratejiler arasında kontrollü ve kontrolsüz düzenli depolama, açıkta yakma, termal dönüşüm ve ihracat yer almaktadır. Her yıl yüksek gelirli ülkelerden düşük gelirli ülkelere büyük miktarlarda plastik atık ihraç edilmekte, bu atıklar çöp sahalarında birikmekte, havayı ve suyu kirletmekte, hayati ekosistemleri bozmakta, sahilleri ve nehir ağızlarını kirletmekte ve küresel ölçekte insan sağlığına zarar vermekte- çevresel adaletsizliğe yol açmaktadır. Plastik yüklü elektronik atıklar özellikle sorun yaratmaktadır.

Çevresel Bulgular:

Plastikler ve plastik karışımlı kimyasallar yaygın kirlilikten sorumludur. Küresel olarak sucul (deniz ve tatlı su), karasal ve atmosferik ortamları kirletmektedirler. Okyanus birçok plastik için nihai varış noktasıdır ve plastikler, kıyı bölgeleri, deniz yüzeyi, derin deniz ve kutuplardaki deniz buzları da dahil olmak üzere okyanusun her yerinde bulunur. Birçok plastiğin okyanusta parçalanmaya direnç gösterdiği ve küresel ortamda onlarca yıl kalabildiği görülmektedir. Makro ve mikro-plastik partiküllerin, insanlar tarafından tüketilen türler de dahil olmak üzere tüm ana taksonlardaki yüzlerce deniz türünde tespit edilmiştir. Mikroplastik partiküllerin ve içlerindeki kimyasalların trofik transferi kanıtlanmıştır. Mikroplastik partiküllerin kendileri (>10 μm) (mikrometre) biyolojik birikime uğramıyor gibi görünse de deniz hayvanlarında su itici plastik karışımlı kimyasallar biyolojik olarak birikerek deniz besin ağlarında biyolojik birikime uğramaktadır. Daha küçük mikroplastik ve nanoplastik parçacıkların (MNP[1]'ler <10>

İnsan Sağlığı Bulguları:

Plastik üretimi için fosil karbon hammaddeleri çıkaran kömür madencileri, petrol işçileri ve gaz sahasında çalışan işçiler travmatik yaralanma, kömür işçilerinin pnömokonyozu, silikoz, kardiyovasküler hastalık, kronik obstrüktif akciğer hastalığı ve akciğer kanseri nedeniyle artan ölüm riskine maruz kalmaktadır. Plastik üretimi işçileri; lösemi, lenfoma, hepatik anjiyo sarkom, beyin kanseri, meme kanseri, mezotelyoma, nörotoksik hasar ve doğurganlığın azalması açısından yüksek risk altındadır. Plastik üretim ve atık bertaraf sahalarına komşu ' sınır hattı' topluluklarında yaşayanlar erken doğum, düşük doğum ağırlığı, astım, çocukluk çağı lösemisi, kardiyovasküler hastalık, kronik obstrüktif akciğer hastalığı ve akciğer kanseri riskleriyle karşı karşıya kalmaktadır. Kullanım sırasında ve ayrıca bertaraf sırasında plastikler, katkı maddeleri ve artık monomerler dahil olmak üzere toksik kimyasallar açığa çıkararak çevre ve insanlara etki etmektedir. ABD'deki ulusal biyo-izleme araştırmaları, nüfusun bu kimyasallara maruz kaldığını belgelemektedir. Plastik katkı maddeleri endokrin fonksiyonlarını bozar ve erken doğum, nörogelişimsel bozukluklar, doğumda erkek üreme organlarında görülebilen bozulmalar, kısırlık, obezite, kardiyovasküler hastalıklar, böbrek hastalıkları ve kanserler açısından risk artışına neden olur. Plastik atıkların çevresel olarak çözülmesi yoluyla oluşan kimyasal yüklü MNP'ler (mikro ve nano plastik partiküller), insanlar da dahil olmak üzere canlı organizmalara girebilir. Henüz tamamlanmamış olsa da ortaya çıkan bulgular, MNP'lerin fiziksel ve toksikolojik etkilerinin yanı sıra toksik kimyasalları ve bakteriyel patojenleri dokulara ve hücrelere taşıyan aracılar olarak hareket etmeleri nedeniyle toksisiteye neden olabileceğini göstermektedir.

Anne karnındaki bebekler ve küçük çocuklar, plastikle ilişkili sağlık etkileri açısından özellikle yüksek risk altında olan iki gruptur. Erken gelişimin tehlikeli kimyasallara karşı aşırı hassasiyeti ve çocukların benzersiz maruziyet örüntüleri nedeniyle, plastikle ilişkili maruziyetler prematüre, ölü doğum, düşük doğum ağırlığı, doğumda üreme organlarında görülebilen bozulmalar, nörogelişimsel bozukluk, akciğer büyümesinde bozulma ve çocukluk çağı kanseri risklerinin artmasıyla bağlantılıdır. Plastikle ilişkili kimyasallara erken yaşta maruz kalma ayrıca yaşamın ilerleyen dönemlerinde çoklu bulaşıcı olmayan hastalık riskini artırır.

Ekonomik Bulgular:

Plastiğin insan sağlığına verdiği zararlar önemli ekonomik maliyetlere yol açmaktadır. Plastik üretiminin sağlıkla ilgili maliyetlerinin 2015 yılında küresel olarak 250 milyar doları aştığını ve sadece ABD'de plastikle ilişkili kimyasallar PBDE, BPA ve DEHP'nin neden olduğu hastalık ve engellilik maliyetlerinin 920 milyar doları aştığını tahmin ediyoruz. Plastik üretimi yılda 1,96 giga ton karbondioksite (CO2e) eşdeğer sera gazı emisyonuna yol açmaktadır. ABD Çevre Koruma Ajansı'nın (EPA) sosyal karbon maliyeti metriğini kullanarak, bu sera gazı emisyonlarının yıllık maliyetinin 341 milyar $ olduğunu tahmin ediyoruz.

Bu maliyetler, ne kadar büyük olursa olsun, plastiklerin insan sağlığı ve küresel çevre üzerindeki olumsuz etkilerinden kaynaklanan ekonomik kayıpları kesinlikle olduğundan az göstermektedir. Plastiğin tüm ekonomik ve aynı sosyal maliyetleri petrokimya ve plastik üretim endüstrisi tarafından dışsallaştırılmakta ve dünyanın dört bir yanındaki ülkelerin yurttaşları, vergi mükellefleri ve hükümetleri tarafından herhangi bir tazminat ödenmeksizin karşılanmaktadır.

Sosyal Adalet Bulguları:

Plastiklerin ve plastik kirliliğinin insan sağlığı, ekonomi ve çevre üzerindeki olumsuz etkileri eşit dağılmamaktadır. İşçiler, ırksal ve etnik azınlıklar, 'sınır hattı' toplulukları, Yerli gruplar, kadınlar ve çocuklar gibi yoksul, güçsüz ve ötekileştirilmiş nüfusları orantısız bir şekilde etkilemektedir; bunların hepsi mevcut plastik krizinin yaratılmasında neredeyse hiç pay sahibi olmayıp, bu krizi aşmak için gerekli siyasi etkiye veya kaynaklara sahip değildir. Plastiğin yaşam döngüsü boyunca yarattığı zararlı etkiler en çok Küresel Güney'de, küçük ada devletlerinde ve Küresel Kuzey'in haklarından mahrum bırakılmış bölgelerinde hissedilmektedir. Sosyal ve çevresel adalet (SÇA) ilkeleri, hiçbir grubun plastiğin olumsuz etkilerinden orantısız bir pay almamasını ve plastikten ekonomik olarak fayda sağlayanların şu anda dışsallaştırılmış maliyetlerden adil paylarını almalarını sağlamak için bu adaletsiz yüklerin tersine çevrilmesini gerektirmektedir.

Sonuçlar:

Mevcut Plastik üretim, tüketim ve bertaraf yöntemlerinin sürdürülebilir olmadığı ve insan sağlığına, çevreye ve ekonomiye verilen önemli zararların yanı sıra derin toplumsal adaletsizliklere neden olduğu açıktır.

Bu artan zararların ana nedeni, küresel plastik üretimindeki neredeyse katlanarak devam eden ve giderek hızlanan artıştır. Plastiklerin zararları, düşük geri kazanım ve geri dönüşüm oranları ve plastik atıkların çevrede uzun süre kalıcı olması nedeniyle daha da artmaktadır.

Plastik monomerler, katkı maddeleri, işleme ajanları ve kasıtlı olarak eklenmeyen maddelerdeki binlerce kimyasal, sayıları bilinen insan kanserojenleri, endokrin bozucular, nörotoksik maddeler ve kalıcı organik kirleticiler arasında yer almaktadır.

Bu kimyasallar, plastiklerin insan ve gezegen sağlığına verdiği zararlardan sorumludur. Kimyasallar plastiklerden sızmakta, çevreye karışmakta, kirliliğe neden olmakta ve insanların maruz kalmasına ve hastalanmasına yol açmaktadır. Plastiklerin tehlikelerini azaltmaya yönelik tüm çabalar, plastikle ilişkili kimyasalların tehlikelerini dikkate almalıdır.

Öneriler:

Başta kırılgan ve risk altındaki nüfusların sağlığı olmak üzere insan ve gezegen sağlığını korumak ve dünyanın 2040 yılına kadar plastik kirliliğini sona erdirme yolunda ilerlemesini sağlamak için bu Komisyon, Birleşmiş Milletler Çevre Meclisinin (UNEA) Mart 2022 kararında belirtilen yetkiye uygun olarak güçlü ve kapsamlı bir Küresel Plastik Antlaşmasının dünya ulusları tarafından acilen kabul edilmesini desteklemektedir.

Plastikler, plastik karışımlı kimyasallar ve plastik atıklarının insan sağlığına ve çevreye verdiği zararların ulusal sınırları aşması, küresel ölçekte olması ve dünyanın en yoksul ülkelerindeki insanların sağlığı ve refahı üzerinde orantısız etkilere sahip olması nedeniyle, plastik üretimini ve kirliliğini engellemek için Küresel Plastik Anlaşması gibi uluslararası tedbirlere ihtiyaç duyulmaktadır. Küresel Plastik Anlaşmasının etkili bir şekilde uygulanması, bu konudaki uluslararası eylemlerin ulusal, bölgesel ve yerel düzeylerdeki müdahalelerle birlikte yürütülmesini ve tamamlanmasını gerektirecektir.

Bu Komisyon, Küresel Plastik Anlaşmasının temel hükümleri arasında hedefler, zaman çizelgeleri ve ulusal katkılarla birlikte küresel plastik üretimine bir üst sınır getirilmesini önermektedir. Ayrıca aşağıdaki ilave hükümlerin de eklenmesini öneriyoruz:

  • Anlaşma, mikro plastiklerin ve deniz çöplerinin yanı sıra plastiklerin içine katılan binlerce kimyasal maddeyi de kapsayacak şekilde genişletilmelidir.
  • Anlaşma, gereksiz, önlenebilir ve sorunlu plastik ürünlerin, özellikle de üretilmiş plastik mikro tanecikler gibi tek kullanımlık ürünlerin üretimini ve kullanımını yasaklayan veya ciddi şekilde kısıtlayan bir hüküm içermelidir.
  • Anlaşma, fosil karbon üreticilerini, plastik üreticilerini ve plastik ürün imalatçılarını, ürettikleri ve sattıkları tüm malzemelerin güvenliğinden ve kullanım ömrünün sonunda yönetiminden yasal ve mali olarak sorumlu kılan genişletilmiş üretici sorumluluğu (GÜS) gerekliliklerini içermelidir.
  • Plastik ürünlerin kimyasal karmaşıklığının azaltılması; plastikler ve plastik katkı maddeleri için sağlık koruma standartları; toksik olmayan sürdürülebilir malzemelerin kullanılması zorunluluğu, tüm bileşenlerin tam olarak açıklanması ve bu bileşenlerin izlenebilirliğinin Anlaşmada zorunlu kılınması gerekir. Bu standartların uygulanması ve yürütülmesi için uluslararası iş birliğine ihtiyaç duyulacaktır.
  • Plastik yaşam döngüsünün her aşamasında, toplum bilgisindeki boşlukları doldurmak amacı ile tasarlanan ve dağıtımsal ve prosedürel eşitliği geliştiren SÇA çözümlerinin Anlaşmaya dahil edilmesi gerekmektedir.

Komisyon, en azından bazı plastik polimerlerinin Stockholm Sözleşmesi[2] kapsamında kalıcı organik kirleticiler (KOK) olarak listelenmesinin araştırılması çağrısında bulunan bir hükmün Küresel Plastik Anlaşmasına dahil edilmesini teşvik etmektedir.

Komisyon, tehlikeli plastik atıkların yönetimini geliştirmek ve dünyanın en az gelişmiş ülkelerine yönelik mevcut yoğun plastik atık ihracatını azaltmak için Küresel Plastik Anlaşması ile Basel ve Londra Sözleşmeleri arasında güçlü bir bağlantı kurulmasını teşvik etmektedir.

Komisyon, Anlaşmanın uygulanmasına rehberlik edecek bir Daimî Bilim Politikası Danışma Kurulunun oluşturulmasını önermektedir. Bu Kurulun temel öncelikleri, plastik tüketiminin azaltılması, plastik atıkların geri kazanımı ve geri dönüşümünün arttırılması ve plastik atık üretiminin engellenmesinde hangi çözümlerin daha etkili olduğunun değerlendirilmesinde Üye Devletlere ve diğer paydaşlara rehberlik etmek olacaktır. Kurul ayrıca bu çözümler arasındaki dengesizlikleri ve mevcut plastiklere daha güvenli alternatifleri değerlendirecek plastik atıkların uluslararası ihracatını izleyecek, okyanus, kara ve hava tabanlı sağlam MNP izleme programlarını koordine edecektir.

Bu Komisyon, ulusal hükümetlerin küresel plastik krizinin çözümüne yönelik araştırmalara acilen yatırım yapmasını tavsiye etmektedir. Bu araştırmanın, belirli ülkeler bağlamında hangi çözümlerin en etkili ve uygun maliyetli olduğunu belirlemesi ve önerilen çözümlerin risklerini ve faydalarını değerlendirmesi gerekmektedir. Plastiklerin <10>

[1] MNP: mikro ve nano plastik partikül

[2]  Kalıcı Organik Kirleticilere ilişkin Stockholm Sözleşmesi

TÜM HAKLARI SAKLIDIR 2019 ©
Powered by